Kediden Korkan
Çocukluğumu bilenler, kediden nasıl korktuğumu da bilirler... Hatta (burada bir es verip kedilerle ilgili ne yazmışım daha önce baktım, bunu buldum :) http://dortyaprakliyonca.blogspot.com.tr/2005/12/kedi.html Evet hatta da kalmıştık... Kedi var diye apartmanın kapısından içeri giremezdim, biri gelecek de o kediyi çekecek ben öyle gireceğim ancak. Ben de bu kedi travması yaratanın, çocukluğumun geçtiği Fatih Çarşamba'daki kasap olduğundan şüpheleniyorum. Sürekli kedi olurdu dükkanın içinde, Allahım nasıl bir kabustu kasaba gitmek. Bir de sürekli evde kalacaksınız derdi. Acaba bi nesli böyle diye diye mi yaktı. Bilinçaltıma o günlerden mi işlendi, evlenememe :) Kendi kendimi güldürdüm ya pazartesi pazartesi :)))) Tekrar kedilere dönersek, evet ben artık kedi besleyen, dokunan, okşayan biri oldum... Hala öyle sarmaş dolaş olamıyoruz, kucaklaşma, el ele gibi aşırı yakın temasımız yok ama. O öyle sakin sakin durursa okşuyorum kafasını, karnını, sırtını, birlikte asan